23 Aralık 2016 Cuma

Mahalleni Sev ama Mahalle Baskısı Yapma!


"Başıboş kaldıkça hemen tapınacağı bir tanrı bulmak insanoğlunun en büyük kaygısıdır. Ama önünde dize gelecekleri tanrının değerinin su katılmadık cinsten olmasını da muhakkak isterler, tanrının büyüklüğünü herkes kabul etmiş olmalı… Çünkü bu zavallı yaratıkların tasası yalnız senin benim için tapınacağımız bir tanrı bulmak değil, herkesin ve ille hep birlikte, imanla baş tacı edecekleri birini bulmaktır. İşte bu ortaklaşa tapınma ihtiyacı hem tek tek, hem toplu olarak bütün insanların ta ilk yüzyıllardan beri başlıca ıstırap konusu olmuştur.Toplu tapınma yüzünden birbirlerinin kanına girerlerdi. Kendilerine birtakım tanrılar icat ederler, birbirlerine, ‘Tanrılarınızdan vazgeçin, bizimkilerini kabul edin; yoksa sizi de tanrılarınızı da yok ederiz!’ diye haber salarlardı. Bu kıyamete kadar böylece sürüp gidecektir."

Karamazov Kardeşler, Dostoyevski

Geçen gün ilk gençlik yıllarımda kitabını okuduğum Allah'tan kitapları değil sadece bir kitabını okuduğum  Hanım yazar ,kendi adıma bi kazanç görüyorum çünkü tek kitabını okuyup geçmeyi,bir tv programındaydı haliye ilgimi çekti hem nostalji yapma imkanı doğmuştu.
Gerçi ben kendime nostalji yapmayı yasaklamıştım ama elden ne gelir bir kere kendini nostaljinin rüzgarına kaptırdıysan o yel geçene kadar oradasın demektir. Halil Cibran'ın da vurguladığı gibi hatırlamak kavuşmadır deyip kendimi kavuşmanın illizyonuna kaptırıvermiştim bir kere.

Eller kollar, tavır ,üslup, her şeyi incelemeye görmeye çalışıyorum çapım kadar çünkü hazretiinsan-rehberruh'tan aldığım ilhamla bende diyorum ki ''Deha dikkattir.'' Dikkat etmeye çalışıyorum zamanının ''hidayet romanı'' yazıcısı bu kadına doğru kavram ''hidayet romanı'' mıdır bilemiyorum ama az çok tahmin edilmiştir bu yazarların kimler olabileceği böyle bir ihtiyaç varmış demek ki böyle bir roman şekli ortaya çıkabilmiş.Sanki hidayet bizim tekelimizde,hidayet bizim tekelimizde mi bilemiyorum ama onu sığlaştırıp-sınırlandırmayı tekelleştirmiş gibiyiz.

Sunucularımız kendilerini karşılarındaki konuğa eşlik etmek zorunda hissediyorlar sanırım.Sunucadan en ufak bir itiraz bende şu açıdan bakıyorum diye farklı bi ses gelmiyor.Herkezin ses tonu kendine has iken nasıl o sesleri tek sese dönüştürüyor koca bi iklimi cümbüşü nasıl bir çöl haline getiriyoruz onu tartışmalı ve bu konuda ilerlemeye niyet etmeliyiz.Bu bizlerde acilen yıkılması gereken bir tabu bir konuşma sohbetin devamlılığı ve zenginliği sürekli birbirini onaylamaktan geçmez.Farklılıklara tahammülümüz azaldıkça çirkinleşiyoruz.Bizler zannediyoruz ki bi grubta bir çevrede bulunabilmek onları sürekli onaylamaktan geçer yoksa bizler onlarla olamayız eğer onları onaylamadığınız için sizlerle olmayacak kadar bir anlayış edinmişlerle beraberseniz onlarla olmayın zaten onlarla olmamak bir nimettir.Öpün o nimeti başınızın üstüne koyun.

Sunucuda bende hiç bir şey uyandırmadı.Dikkatimi gene yazara yönlendirdim.Genç olsam devrim yapardım dedi.Aşağılık kompleksimizden dem vurdu.Tamam batıyıda okuyun  Tolstyu okudun Dostoyevskiyi neden okuyorusun elinden gelse Türkiye'nin her yerine kilise açardı dedi.Bir yazar nasıl mahalli kalabilir tamam mahalli kalsın bunu nasıl dayatabilir bunlar benim evrensel olan yazar anlayışıma uymadığı için banada epey gevezelik fırsatı doğdu :)

İyi okuyucular işin gurmeleri doymak için yemezler tadmak için yerler.Bir kitab evvela dil zevki için okunur.Dil zevkini edinmek ayrıdır ideolojin doğrultusunda yaşamak ayrıdır.

Bir tv programında çıkıp bu şekilde kitaplar adına bu kadar sığ konuşulması beni epeyce rahatsız etti. Herkesin dilediğini paylaşma konuşma özgürlüğünü elbette destekliyorum.Beni kendi seçimim rahatsız etti esasında sevmeyeceğim kanalı niye seçerim dedim kendime. Temelinde tv a-rızalı bir şey.Dipnot olarak a-rıza da olsa içinde sırrı saklı sonuçta ona rıza gösteriliyor.Mümkün olsa evlere sokulmasa tv.çünkü ben çocuklara eşlik edecek en iyi arkadaşların agaç hava su toprak olduğuna inananlardanım en azından bebekler ve gelişim çağındaki çocuklarımızın bu teknolojiden gençlik çağında faydalanmasını dilerim.Bloğ'umuzun adından anlaşılacağı gibi Anadolu şifa dolu insanın kendi öz varlığıda şifa doludur onu özvarlığından perdeleyen her şeyden uzak durursa özvarlığında köklenme imkanına sahib olur.Mesela Amerika'da sürekli yeni trendler  oluşuyor işte alışveriş yapmama yılı tarzı çeşitli akımlar.Bizi akım kesmez bence bize lazım gelen isyan ahlakı Anadolu İsyanı.Anadolu ,Türkler ,şu çılgın Türkler , hani bizi tanrılar kesmez,Türk'ün asil ruhu uyanır olsun.Mahallemizi mahalli alışkanlık geleneklerimizi birer paylaşım sevgi tezahürü olarak görelim ama bi diğer kişiye ülkeye bunu dayattığımızda esasında en içerde bundan bizde çok rahatsız oluyoruz.Türkü burada ırk olarak okuyan varsa ona da diyecek lafım kalmaz o kesin haklı olarak baştan itirazını yapmış o ne ses etmeyin sağlığımız için : )  Eh dedik ya tatma meselesi :)
Tattık biz :)
Yiyeni olursa o tv konuşmalarının afiyet olsun ! :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder